Depremzedelerin Hakları
Depremzedelerin Hakları
Ülkemizde yaşanan Depremden dolayı vefat eden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, kalanlara sabır, yaralı vatandaşlarımıza da geçmiş olsun diliyoruz. Bir daha böyle bir felaketin olmaması temenni ediyoruz. Hayat devam ediyor öte yandan. Birçok soru var. En önemlisi Depremzedelerin Hakları nelerdir? Elimizden geldiğince depremzede vatandaşlarımıza yol gösteremeye çalışacağız.
DEPREME İLİŞKİN CEZAİ, HUKUKİ VE İDARİ UYUŞMAZLIKLAR
Ülkemizde meydana gelen 6 Şubat 2023 tarihli deprem ile birlikte birçok vatandaşımız can ve mal kaybına uğramış, tüm bunlarla birlikte depremle ilgili hukuki uyuşmazlıklar gündeme gelmiştir. Bu konular için alanında uzman avukat kadrosu ile depremden kaynaklanan ceza hukuku, özel hukuk, idare hukuku, vergi hukuku, sağlık hukuku, yıkılan veya hasar gören konut ve işyerlerinde hak sahipliği başvuruları ve devam eden süreçlerinde sizlere yardımcı olacaklardır.
DEPREM VE CEZA HUKUKU
- Müteahhitler, inşaat öncesi ve sırasında yapıyı mevzuata ve bilimin gereklerine uygun projelendirmekle, inşa etmekle ve yapının projesine uygun yapıldığını denetlemekle yükümlü mühendis, yapı denetçileri gibi teknik görevliler, binalara inşaat ruhsatı, yapı kullanma izin belgesi, veren görevli ve yetkililer, her aşamada denetim görevini yerine getirmeyen ilgili belediye, bakanlık yetkilileri bakımından: Yapının projelerinin mevzuata, fennin gereklerine uygun olmadığının, inşaat malzemesi kalitesinin standartlara uygun olmadığının, yapımda işçilik hataları olduğunun, yapıların inşaat ruhsatının ve projelerinin bulunmadığının veyahut mevzuata aykırı olduğunun, zemin yüzeyinin yapılaşmaya elverişli olmadığının, gerekli güçlendirmenin yapılmadığının, yapı statiğini zayıflatan mevzuata aykırı tadilatların yapıldığının veya denetimlerin hiç veya yeteri kadar yapılmadığının tespiti hâlinde bu kişilerin cezai sorumluluğu söz konusu olabilecektir.
Ölüm Meydana Gelmişse;
Ölenin ya da yaralananın eşi ve çocukları, eğer bunlar yok ise yakınları Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyet dilekçesi vermelidirler. Şikayet dilekçesi hazırlama konusunda deprem mevzuatını bilen avukat ya da avukatlar ile iletişime geçerek hukuki danışmanlık ve hukuki destek almanızda fayda bulunmaktadır.
Yaralama Meydana Gelmişse;
Bilinçli taksirle işlenen yaralama suçu kural olarak şikâyete bağlı değilken, basit taksirle işlenen yaralama suçu şikâyete bağlıdır. Türk Ceza Kanunu, yaralanan kişinin suçun işlendiği tarihten itibaren altı (6) ay içinde şikâyet dilekçesi vermesini gerektiği hükmüne haizdir. Yaralanma hâlinde savcının suç nitelendirmesine bağlı olarak hak kaybına uğramamak için yaralanan kişinin depremden sonra altı ay içerisinde suçun işlendiği yerin Cumhuriyet Savcılığına şikâyet dilekçesi vermesi gerekmektedir. Türk Ceza Kanununda belirtilen sürelerin geçirilmemesi ve hak kaybına uğranılmaması adına destek alınmalıdır.
Ölüm ve yaralanma meydana gelmemişse:
Bu durumda mala zarar verme, kamu güvenliğinin kasten tehlikeye sokulması, imar kirliliğine neden olma, Yapı Denetimi Hakkında Kanun ve Türk Ceza Kanunu hükümleri uyarınca görevi kötüye kullanma suçları gündeme gelebilecektir.
- Olası depreme ilişkin gerekli önlemleri almayan, arama ve kurtarma çalışmalarının geç, eksik ya da hatalı başlaması neticesinde kayıpların artmasına sebep olan yetkililer bakımından: Bu
kişiler bakımından kasten insan öldürme veya duruma göre görevi kötüye kullanma suçları gündeme gelecektir.
- Kamu görevlileri bakımından: Yukarıda sayılan suçları işleyen kamu görevlileri hakkında, özel bir soruşturma usulü söz konusudur. Görevine aykırı biçimde davranan bu kamu görevlileri hakkında ceza soruşturmasına devam edilebilmesi için ilgili kanunda belirtilen amirlerden izin alınması gerekmektedir.
DEPREM VE ÖZEL HUKUK
- Deprem sonucu ölüm meydana gelmiş ise, ölenin mirasçılarının mirasçılık sıfatını ispat edebilmesi için öncelikle mirasçılık belgesi (veraset ilamı) alması gereklidir. Miras hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda hak düşürücü süreler önem arz etmekte olduğundan deprem avukatı ya da hukuk bürolarından destek istenebilinir.
- Bina, dükkân gibi taşınmaz veya otomobil, kamyon, mobilya, mefruşat vb. gibi taşınır mallarda oluşan maddi zararlardan dolayı, gerek idarelere karşı gerekse özel kişilere karşı açılabilecek tazminat davalarına esas olmak ve delil teşkil etmek üzere hasarlı malların bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk veya Asliye Hukuk Mahkemesine başvuruda bulunularak delil tespiti yaptırmak gerekmektedir. Delil tespiti hususu; uzmanlık gerektiren işlerden olup konusunda uzaman ve tecrübeli kişilerin desteğini istemelisiniz.
- Depremde ölüm, yaralanma gerçekleşmesi hâlinde ölenin mirasçıları ile belirli yakınları ve yaralanan kişiler, taşınır veya taşınmaz malları zarar gören kişiler maddi ve manevi tazminat isteme hakkına sahiptir.
- Depremde uğranılan zarar ilişkin açılacak davalarda zamanaşımı hususu son derece önemli olup dava açmadan evvel bir avukata başvurmalısınız.
Yapıda meydana gelen zarara ilişkin davalarda zamanaşımı süresi satıcının veya yüklenicinin ağır kusurundan (kast veya ağır ihmal) kaynaklanıyorsa yirmi (20) yıldır, ağır kusur yoksa taşınmaz yapılar için beş (5) yıl, taşınırlar için iki (2) yıldır.
Dava sigorta sözleşmesine dayanıyorsa sigorta tazminatı alacağının muaccel olmasından itibaren iki yıl, herhâlde rizikonun gerçekleşme sinden itibaren altı (6) yıldır.
Yapı Denetimi Hakkında Kanun’a dayanarak yapı yüklenicisine, yapı denetim firmasına, eser sahibi mimara, denetçi mimar veya mühendise, laboratuvar görevlilerine karşı açılan dava için yapının taşıyıcı sistemi için on beş (15) yıl, taşıyıcı olmayan diğer kısımları için iki (2) yıl olup bu süre yapı kullanma izninin alınmasından itibaren işler.
Dava haksız fiile ilişkin Türk Borçlar Kanunu hükümlerine dayanıyorsa zararın ve sorumlunun öğrenilmesinden itibaren iki (2) yıl, her durumda “fiilin işlendiği tarihten başlayarak” on (10) yıldır. Zarar yapının kötü yapıldığı tarihte değil depremle birlikte doğduğu için amaca uygun yorumla on (10) yıllık sürenin deprem tarihinde işlemeye başlayacağı kabul edilir.
Ayrıca tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. Dolayısıyla haksız fiile dayanan tazminat davasının tâbi olduğuzamanaşımı süresi, olası kastla öldürme hâlinde yirmi (20) yıl, bilinçli taksirle öldürme hâlinde on beş (15) yıldan az olmaz.
- Tüm bunlarla birlikte, depremin ardından özel hukuka ilişkin olarak Zayi Belgesi Alınması, Açılması Gereken Menfi Tespit ve Senet iptali Davaları, İş Kanunu Kapsamında Olan İşçilerin Tazminat ve İşçilik Alacakları, İşverenin Yasal Hakları, Çocuklara Özgü Düzenlemeler ve Çocukların Korunması konularında Deprem Zedelerin Hakları konusunda uzman bir avukat destek olacaktır.
DEPREM VE İDARE HUKUKU
- Afetler genel anlamda sorumluluğu ortadan kaldıran mücbir sebep olarak nitelendirilmekle birlikte, afetler öncesinde öngörülmesi gereken tedbirlerin alınmaması veya afet sonrası idare tarafından yürütülmesi gereken kamu hizmetlerinin yürütülmemesi veya yetersiz olması durumunda idareler aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açmak mümkündür. Bununla birlikte deprem nedeniyle devlet memurlarına verilecek çeşitli yardım ve ikramiyeler mevzuatta düzenlenmiş olup ilgili idareden talep edilebilmektedir.
DEPREM VE VERGİ HUKUKU
- Vergi Hukuku son derece uzmanlık gerektiren bir alan olup depremde yok olan mallar için emsal bedel tespiti, amortismana tabi kıymetler için amortisman oranı tespiti, deprem nedeniyle beyan ve ödemelerin ertelenmesi, vergi ve cezaların silinmesi, bağış ve yardımların gelirlerden indirilebilmesi konuları depremle birlikte gündeme gelebilmektedir.
DEPREM VE SAĞLIK HUKUKU
- SAĞLIK HUKUKU YÖNÜNDEN Tıbbi Müdahalelere Rızanın Verilmesi, Sağlık Hizmetlerinin Sunulması ve Genel Sağlık Sigortası, Ölümün Tespiti ve Ölünün Adli Muayenesi ile Kimliklendirilmesi, Ölüden Organ ve Doku Nakli Yapılması konuları depremle birlikte gündeme gelebilmektedir.
DEPREM VE HAK SAHİPLİĞİ KAVRAMI
Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısı ile Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 29. maddesine göre yıkılan, yanan, ağır hasara uğrayan veya uğraması muhtemel binalar ile imar planları gereğince kamulaştırılmasında zorunluluk bulunan yerlerdeki binalarda oturan ailelere “hak sahibi” olmaları şartıyla konut yaptırılır, kredi verilir veya evini yapana yardım edilir.
Afete uğramasıyla ekonomik ve sosyal hayatı kesintiye uğratan dükkân ve fırın gibi binalar için de sahiplerine, borçlandırma hükümleri dairesinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği (eskiden Bayındırlık ve İskân) Bakanlığınca belirlenecek esaslara göre inşaat kredisi verilebilir. Hak sahipliği başvurusu, hak sahibi kabul edilmeyen, kredi verilmeyen durumlar, hak sahipliği ve sunulan destekleri bilen avukatlar size yol göstereceklerdir.